9 Kasım 2013 Cumartesi

KAHVALTI SOFRALARI

       Merhaba.. Herkese Günaydın!
      Güzel bir hafta sonu diliyorum. Ne kadar bu yazıyı sıcacık evimde değil iş yerinde yazsam da kendime de güzel bir hafta sonu diliyorum. Hafta da sadece pazar günleri tam anlamıyla kahvaltı yapabilsem de Canan Karatay'ı dinleyip hafta içi de o mükemmel kahvaltıyı yapmaya çalışıyorum. Yumurta hayatımın vazgeçilmezi oldu.
      Geçmişten bir kahvaltı sofrasıyla başlıyalım o zaman. Evimin en önemli misafirlerinden Annem ve onun can arkadaşları; görebileceğiniz en tatlı ve birbirlerine olan aşklarını gözlerinin içinden anlayabileceğiniz bir çift Ayşegül-Orhan YAYLA çifti.
       Haftanın 6 günü iş için erken kalkınca pazar günü de geç saatlere kadar uyuma şansım olmuyor ne yazık ki. Misafirlerimi ağırlayacağım o pazar sabahı da erkenden kalkmış, Furkan'ı da bin bir işkenceyle sonunda yataktan kaldırabilmiştim. Çünkü evimin erkeğinin markete ve fırına gitmesi gerekiyordu. Yataktan zorlukla çıkan o adam on dakika sonra bana kısık olan gözlerinin arasından gülümseyince benim de pazarıma güneş doğuveriyor. Eline verdiğim alışveriş listesiyle o market yoluna doğru gidiyor; bana da mutfak yolu gözüküyor. İlk önce kocam diyerek onun kahvesi için sıcak suyu açıyorum. Geldiğinde sıcak kahvesiyle karşılayacak bir nevi teşekkür edecektim.
    O esnada çok severek yaptığım hem kolay hem de lezzetli bir tarif "Ispanaklı Tuzlu Kek" imi çırpmaya başlıyorum. Kendimi o kadar kaptırmış olmalıyım ki Furkan yanımda belirene kadar geldiğini görmemişim. Mikserin de gürültüsünün bunda katkısı büyük tabi. Benim kahve sürprizim de yalan oluyor. Su ısındığı için ben de o esnada yapıveriyorum kahveyi. Onun tarifini vermeye gerek yok Furkan'ın içtiği kadar nescafeyi bardağa doldur. Üzerine de sıcak suyu oldu bitti :)
    Ben mutfakta kahvaltılıkları hazırlarken kocam da onları masaya yerleştiriyordu. Masa düzenine karışmadım. Güzel bir iş çıkardı bence :) Bize havada, karada ölüm yok :)
     Ve kapımızın çalmasıyla misafirlerimiz geliyor. Güzel bir sohbetle bütün günümüzü kahvaltı masasının etrafında geçiriyoruz. Annemle benim en sevdiğimiz şey sofra muhabbetidir. Yemek biter, sohbet bitmez. Masadan bir tabak kalksa; sofranın o büyüsü kaçardı sanki. Evimi, balkonumu, annemi, kardeşimi, sohbetlerimizi özlüyorum bazen... Umarım kısa zamanda annemlerle bir kere daha kahvaltı yapmak nasip olur..
    Afiyet olsun.. Mutlu kahvaltılar..

2 yorum:

  1. Öncelikle sevgili, tatlı, güzeller güzeli Begüm ve tabi ki kısık gözlü eşi, filozof Furkan. İkinize de günaydınlar. Ayşegül ve ben; bizlerde gördüğünüz şekilde ve her anlamda güneşin eksik olmadığı tatlı bir yaşam birlikteliğini; sizlere de diliyoruz. Blog'un (uz) hayırlı olsun. ..Ve Begümcüm, yazarken çok keyif alırsın umarım. Çok içten bir yazı olmuş. İlk yazına bizleri de konuk etmen, ayrıca gurur verici.
    O güne gelirsek; biz de belki de ilk defa arkadaşlarımızın çocukları tarafından ağırlandık. Hem de ne ağırlanma...Herşey (ateşli olsa da çok faydalı ve yapıcı amaçlı yaptığımızı düşündüğüm sohbet dahil olmak üzere) çok güzeldi. Tatlar harika idi. Birbirini seven ve yollarını bilgi, ilgi gülleri ile donatmış, herşeylerini birbirine vermekte gözlerini kırpmayacak iki genç ve pırıl pırıl insan tarafından ağırlanmak da gurur verici idi. Hep böyle olmayı becermeniz ve tüm dikkat ve özeni yaşamdaki tek gerçek olan sevginize ayırmanız tek dileğimdir. Sizleri seviyoruz. Yaşlılığımızda da bizlere bakacağınızı ümit ediyoruz. Öpüldünüüüüüz. :)

    YanıtlaSil
  2. Orhan abicimmm :) Yazılarıma ilk yorum yapan kişi olarak da çok teşekkür ederim. Beğenmeniz ve sevmenize çok mutlu oldum hem blogumu hem de yemeklerimi. Her zaman bekliyorum sizi güzel yiyecekler tatmaya ve hem ateşli hem de yararlı sohbetler etmeye.
    İkinizi de öpüyoruzzz...

    YanıtlaSil

LinkWithin